paris faunası

Bir iki ay önce pek sevgili zevcemle başbaşa romantizmin başkenti Paris'e gittik. Romantik midir değil midir tartışılır, heykel sanatıyla bütünleşik mimarisi de hakikaten etkileyici, lakin tabi ki asıl mevzumuz Paris'in faunası.

Paris'te de bütün dünyada olduğu gibi (bütün dünya dediğim de gördüğüm üç beş memleket haa) güvercinler ve serçeler var. Bizim İstanbul'daki iki tür martının küçük olanından var. Başka ne var? Karga var. Aşağıda bir kargayı Jeneğal Henği Godğö ile yakın ilişki içerisinde görüyorsunuz. Paris'in heykelleri benim için olduğu kadar kargalar için de etkileyici herhal.



Martıların pek sık görüldüğü Seine Nehri'nde bakınız bir kuğu, kuğu gibi süzülüyor. Tavuk olsa gıtgıt der, ördek olsa vakvak der, fakat bu bir Fransız kuşu olduğu için inanır mısınız yanımızdan "Ğğğğğğğğğğ" diye öterek geçti.



Şanzelize caddesinin bir kısmına yol boyu küçük kulübeler yapmışlar, yılbaşı öncesi hediyelik eşya, yimek, ıvır zıvır filan satılıyor. Bu arkadaşlar da bu kulübede sirk işletmeyi münasip görmüşler, kapının önüne de ilgi çeksin diye bu garibim Yak Öküzü'nü bağlamışlar. Neyse, olabilir, yeter ki memleketin faunası gelişsin, heyvan çeşitlilği artsın, yerli ırklar guvvatlansın, deyil mi?..



Fransa modern bir ülke ve Paris de modern bir şehir olduğu için maşallah sokaklarda hiç sokak kedisi sokak köpeği yok. Ama bir miktar sokak insanı var. Bu sokak kişileri de ne hikmetse hep bu şekilde köpek bulunduruyolar yanlarında. Bu iki köpeğin böyle kaka bardağı gibi oturmaları pek hoşuma gitti, fotoğraflarını çektim, amcaya da bir yüro takdim etmeyi ihmel etmedim.

1 comment:

Anonymous said...
This comment has been removed by the author.